DÜNYA BARIŞ GÜNÜ HAKKINDA

Sol kanatta Dünya Barış Günü 1 Eylül’de kutlanmaktadır.
Dünya Barış Hareketi ve onunla bağıntılı olarak Dünya Komünist Hareketi saflarında 1 Eylül’ün ‘İkinci Dünya Savaşının Başladığı Tarih’ olarak ilanı ve bundan hareketle ‘yeni bir Dünya savaşı tehlikesine karşı’ ‘Dünya çapında bir mücadele günü olarak kutlanması’ önerisi 13 Mayıs 1959’da ‘Dünya Barış Konseyi’nin (DBK) 8-13 Mayıs 1959 toplantısında ‘Dünya Konferansı Düzenlemek ve Soğuk Savaşa son vermek için Dünya Çapında Kampanya Çağırısı’ adlı karar tasarısının parçası olarak yapılmıştır.
1 Eylül’ün Dünya Barış Günü (DBG) olarak ilanı ise Dünya Sendikalar Federasyonu’nun (DSF) Sekreteryasının 18-20 Ekim 1978 de Kıbrıs’ta yapılan Kongresinde aldığı karara dayanmaktadır. DSF’nin 1982 Küba kongresi sonrasında da ‘Sendikaların Barış ve Nükleer Silahlardan Arınmış Dünya için Eylem Günü’ (Day of International Trade Union Action for Peace and Nuclear-Free World) olarak ilan edilmiştir.
Önce bu günün anlamına bir bakalım.
1 Eylül 1939 Nazi Almanya’nın Polonya’yı işgal ettiği gündür. DSF’u bu günü ikinci Dünya Savaşının başladığı gün olarak kabul etmiş ve bu nedenle de 1 Eylül’ü DBG’ü olarak ilan etmiştir.
Birincisi bu doğru bir tespit değildir.
1 Eylül’de Almanya Polanya’yı işgal ettikten sonra 3 Eylül’de de İngiltere ve Fransa Almanya’ya savaş ilan etmiştir. Böylece başlayan dünya savaşı ‘sahte savaş’ (phoney war) olarak bilinir.
Niye?
Çünkü Almanya ve İngiltere-Fransa arasında bu karşılıklı savaş ilanlarından sonra gerçek bir savaş olmamıştır. Almanya’nın Polonya’dan sonra Avrupa’da saldırıları ilk olarak Danimarka ve Norveç’e Nisan 1940’da, Luxemburg, Belçika, ve Hollanda’ya Mayıs 1940’da olmuştur. Paris’in işgali ve Fransa’nın teslim olması Haziran 1940, İngilizlerin Avrupa kıtasından geri çekilmeleri yine Haziran 1940 tarihlidir. Yani Nazilerin Polonya’yı işgali sonrası İkinci Dünya Savaşı başlamamıştır. Başlayan savaş haklı olarak ‘sahte savaş’ olarak bilinir. İkinci Dünya savaşının başlaması Nisan-Mayıs-Haziran 1940 tarihlerine denk gelir.
Bu arada 1 Eylül 1939 sonrası Polonya devleti Nazi işgali nedeniyle devlet olarak varlığını yitirmiştir. Polonya devletinin yok olduğu şartlarda Birinci Dünya Savaşı sonunda Polonya emperyalizminin hakimiyeti altına giren-onlar tarafından işgal edilen- ve Polonya finans oligarşisi tarafından milli baskı altına tutuldukları için SSCB’ye katılarak bu milli baskıdan kurtulmak talepleri olan Beyaz Rusları SSCB 17 Eylül 1939’da SSCB’ye katarak kurtarmıştır.
Ama bu arada 1 Eylül 1939 Polonya işgali ve 3 Eylül 1939 savaş ilanları ile Nisan 1940 arasında İkinci Dünya Savaşının temel gücleri söz konusu edildiğinde gerçek bir savaş da olmuştur.
Bu Finlandiya ile SSCB’ arasındaki gerçek savaştır. Kasım 1939’da başlayan ve Mart 1940’da SSCB’nin zaferiyle sonuçlanan savaş.
Bu savaş öncesinde Finlandiya Nazi bir ülkedir. Nazi Almanya tarafından silahlandırılmış ve SSCB’ye karşı gelecek savaşın bir hazırlığı olarak Leningrad yakınında ve tüm Finlandiya-SSCB sınırında muazzam sığınaklar inşa edilmiştir. Bu hazırlıkları boşa çıkarmak için SSCB Finlandiya’ya Leningrad yakınındaki topraklarla başka yörelerdeki SSCB topraklarının değiş tokuşunu önermiştir. SSCB”ye karşı Alman savaş hazırlığının bir parçası olan Finlandiya bu öneriyi ret etmiştir ve Finlandiya SSCB savaşı başlamıştır. Ve bu nedenle İngiltere ve Fransa bir yandan SSCB’yi Milletler Ligasından atmış, öbür yandan Nazi Almanya’yla birlikte Finlandiya’ya SSCB’ye karşı kullanılmak üzere en modern silahlarından göndermiş ve hatta asker de göndermeyi denemiştir.
Bu savaş, SSCB’ye karşı İngiltere ve Almanyanın açıktan açığa işbirliği yaptığı bu savaş, 1 Eylül-3 Eylül 1939 savaşının ‘sahte savaş’ olduğunun açık bir ispatıdır.
Bu arada ve SSCB’nin doğusunda ve daha Mayıs 1939 da, yani 1 Eylül 1939’dan çok önceleri başka bir gerçek savaş daha başlamıştır. Japonya-SSCB savaşı. Bu Savaşta da Japonya Eylül 1939’da yenilgiye uğratılmıştır.
Herkesin de malumudur ki, Amerika, İngiltere, Fransa Nazi Almanya’nın silahlanması için gerekli tüm kredileri ve diğer imkanları sağlamış, SSCB’nin Faşist saldırganlara karşı birlik önerilerini reddetmiş ve Nazi Almanya’sını SSCB’nin üzerine sürmeyi planlamışlardır. Polonya SSCB ile Alman saldırısına karşı ortak savunma paktı imzalamayı ret etmiştir, SSCB’nin Almanya saldırısına karşı yardım önerisini ret etmiştir. İkinci Cephenin ancak Nazi Alman orduları Kızıl Ordu tarafından kesin olarak yenilgiye uğratıldığında açıldığı, bu güne kadar da Truman’ın ‘Nazilerle Komünistleri biribirine kırdırma’ katliamcı politkasının uygulandığı da malumdur! Ve daha niceleri!
1 Eylül ve 3 Eylül 1939 Almanya-İtalya’nın bir yanda, İngiltere-Fransa’nın öbür yanda yer aldığı bir sözde-sahte Dünya savaşı başlangıcıdır. Ve dahası bu savaş emperyalistler arasında bir sözde-sahte emperyalist savaş başlangıcıdır.
İşgal edilen Avrupa ülkelerindeki tüm hükümetler vatanı savunmak için hiçbir ciddi hazırlık yapmadılar, SSCB etrafında anti faşist birlik, Nazi-faşist saldırganlara karşı ortak savunma cephesi oluşturmayı ret ettiler, dünya emperyalizminin Nazileri SSCB üzerine sürmek ve Nazilerle birlikte savaştan pay kapmak planlarıyla oyalandılar ve sonuç olarak vatanı Nazi işgaline açık bıraktılar. Nazi saldırıları karşısında bir iki hafta içinde yok olup gittiler. Doğrudan veya dolaylı olarak vatan hainliklerini teşhir ettiler. Vatanı Nazi işgalinden kurtarmak komünistlerin önderliğindeki halkın bir görevi haline geldi! Bu görevi yerine getirmek için tüm Avrupa halkları SSCB’de ve SBKP önderliğinde anavatan savunmasında örgütlü olarak yer alan Sovyet halkında güçlü ve onurlu bir destek buldular.
O halde şu soruyu sormak zorundayız.
DBK 1 Eylül’ü daha sene 1959’da niye İkinci Dünya Savaşının başladığı gün olarak ilan etmiş ve bu gün etrafında dünya çapında bir kampanya başlatmıştır? DSK niye 1 Eylül’ü (Sene 1978 ve 1982’lerde) Dünya Barış günü olarak ilan etmiştir? Emperyalistlerin, Nazilerin, Komünizm düşmanlarının, tüm bu halk düşmanlarının kendi aralarında ve milletler ve ülkelerle oyun oynayarak ve Nazileri SSCB üstüne sürme planlarını sürdürdükleri döneme denk gelen bu sahte savaşın başlangıç tarihini niye Dünya Barış Günü (DBG) olarak ilan etmiştir?
Troçkistler onların Stalinist olduklarını ve Stalincilerin Polonya işgalini gizlemek için 1 Eylül’ü DBG ilan ettiklerini iddia ediyor.
İyi ama olgular 1 Eylül’ün sözde-sahte savaş başlangıcı olduğunu, onun DBG olarak ilanının da olsa olsa sahte-sözde barış günü ilanı olabileceğini ortaya koyuyor. 1 Eylül’ü DBG ilan etmek onu yüceltmektir. 1 Eylül’de devrede olan emperyalistleri Nazi işbirlikçilerini, Sovyet düşmanlarını yüceltmektir ve de Sovyetlerin ulusuları barbarlıktan kurtarıcı rolünü küçültmek, tü kakalamak ve yadsımaktır-yani tamı tamına Troçkistlerin emellerine uymaktır.
Yani 1 Eylül’ün DBG olarak ilanı Stalincilerin yararına değil zararına, anti-Sovyet olanların, dolayısıyla da Troçkistlerin yararına bir adımdır.
DBK’nin dolaylı olarak DSF’nun doğrudan 1 Eylül’ü DBG olarak ilan etmeyi önerdiği karar tasarısı ve konferansın mantığına bakılırsa, şu açıkça görülecektir. Yapılan SSCB tarafından, ‘komünistler’ tarafından emperyalizme verilen tavizlere bir diğerini daha ilave etmektir. Emperyalizmin sahte-sözde savaşını faşizme karşı gerçek bir savaş ilan etmektir. Onları, onların anti Sovyet ve halk düşmanı ve savaş taraftarı siyaset ve pratiklerini aklamaktır. Sovyetleri Nazilerle aynı kefeye koyma çabalarına yardımcı olmaktır. Sovyetlerin bu dönemde faşizme karşı Batıda, ve Doğuda yürüttüğü gerçek savaşları ve onlara faşistlere karşı gerçek savaş hazırlıklarını ayaklar altına almaya katkı koymaktır. Anti Sovyet saldırılara kapı açmaktır.
Bu tespitler doğru ise 1 Eylül’ün DBG olarak kutlanması da ret edilmelidir!
Burada BM’nin ilan ettiği ve kutladığı ve ABD’nin ve Vatikan’ın kutladığı farklı DBG safsatalarına değinmeyeceğiz. Ne de olsa bu savaş severlerin barış severliğine kargalar bile gülmez!
Demekki Dünya Barış Günü olarak yeni bir tarih belirlenmelidir. Bu tarih bütün emperyalistlerin işbirliğinin bir sonucu olan Nazilerin SSCB’ye saldırı tarihi olabilir. 22 Haziran 1941. Bu tarih Anavatanımız SSCB’nin Alman faşizmini yerle bir ettiği ve savaşın son bulduğu tarih olabilir. 9 Mayıs 1945. Bu tarih Barış Partizanlarının Dünya Kongresi’nin ilkini yaptığı tarih olabilir. 20-25 Nisan 1949-(1950 sonrası Dünya Barış Konseyine dönüşmüştür). Bu tarih SSCB’nin Dünya Barış Konseyinin talebine uygun olarak savaş yapmayı ve savaş progandası yapmayı insanlık düşmanı suç ilan eden kanunu kabul ettiği gün olabilir. 12 Mart 1951. Bu tarih barışın yılmaz savaşcısı, tüm savaş yapıcılarının düşmanı Stalin’in doğum veya ölüm günü olabilir. 21 Aralik 1879-5 Mart 1953. Ama başla bir gün olamaz!
Biz 12 Mart 1951’i öneriyoruz!
Tüm yoldaşları bu sorunu tartışmaya ve 12 Mart’ı DBG ilan etmeye davet ediyoruz!